BEŞKAZA YÖRÜKLERİNDE DEVECİLİK FAALİYETLERİ ve DEVE KÜLTÜRÜ
Аннотация
Türk kültürünün temel öğelerinden olan konargöçer hayat, geçmişten günümüze
uzanan bir yaşam biçimidir. Belirli mesafeler arasında yaylak ve kışlaklarda ikamet eden
konargöçer Türkler, tarihin çeşitli dönemlerinde çeşitli hayvanları evcilleştirmişlerdir. Devenin
evcilleştirilmesine dair ilk faaliyetlerden, M.Ö. 4000’lerde Özbekistan topraklarında
gerçekleşmiştir. Meydana gelen bu gelişmeyi takiben develerin zor koşullara dayanması, ağır
yüklerin nakliyesindeki faydası, açlık ve susuzluğa karşı direnci, beslenmede seçici olmayışı ve
etinden, sütünden, tüyünden, derisinden faydalanılabilirliği neticesinde, deve yetiştiriciliği
Türkistan coğrafyasına yayılmaya başlamıştır. Sosyal hayat içerisinde edindiği konumla deve,
zamanla mitolojik ve kültürel manalar atfedilen bir hayvana dönüşmüştür. Eski Türk dininde
tanrıların binek aracı ve güç timsali olduğu fikri kabul görmüştür. İslamiyet’in kabulü sonrası,
Hz. Peygamber’in binek hayvanı olması sebebiyle Türkler arasında devenin değeri daha da
artmıştır. Türkler, göç ettikleri yeni coğrafyalara develerini de götürmüş ve onlardan
faydalanmıştır. Yurt edinilen bu coğrafyalardan birisi olan Beşkaza topraklarında, deveciliğe
dair ilk izler M.S. 12.-13. yüzyıllara dayanmaktadır. Coğrafyanın dağlık yapısı ve Türkistan’dan
itibaren tatbik edilmeye devam eden konargöçer hayat ile develer, Yörüklerin adeta birincil
öznesi durumuna dönüşmüştür. “Yörüğü Yörük eden devesidir, Yörüğü bey eden katarıdır” sözüyle
toplum nazarındaki yeri belli olan develere yönelik zamanla çeşitli halk inanışları, sözlü kültür
ürünleri, beşeri unsurlar, tıbbi uygulamalar geliştirilmiştir. Çalışmamızda yazılı kaynaklar ve
kaynak kişilerden elde edilen bulgular ışığında Beşkaza Yörüklerindeki deveciliğin tarihsel
kökenleri, yetiştirilen deve türleri ve develerle ilgili kültürel öğeler incelenmiştir